8 Ekim 2013 Salı

ZEYNEP ELA’NIN İLK DOĞUM GÜNÜ PARTİSİ

Zeynep Ela doğduğunda ilk senemizin göz açıp kapayıncaya kadar biteceğini söyleselerdi inanmazdım. Ama 365 gün çabucak bitti ve biz küçük kızımızın ilk doğum gününü 28 Eylül’de kutladık. Aslında, Zeynep Ela 30 Eylül’de doğdu ama 30 Eylül bu sene pazartesiye geldiğinden, biz de herkes rahat rahat gelebilsin diye cumartesi günü yaptık partiyi.

Temamız uğur böceğiydi. İlk doğduğu zamanlardan beri, uğur böcekli bir doğum günü hayal ediyordum. Başlangıçta sadece kıyafetinin nasıl olacağı vardı kafamda. Ama sonra, internet sitelerini gezdikçe (özellikle Pinterest’i) bir sürü fikir çıktı ortaya. Evde olmanın da verdiği rahatlıkla, bir çoğunu hayata geçirdim. İçimden ne geliyorsa yaptım. İlk doğum gününün onun ve bizim için özel olması için baya uğraştım. Tabii bir sürü yardımcım da vardı. En başta annem ve Ahmet, sonra hem teknik destek hem eşlik konusunda yanımda olan ve fotoğrafları çeken Ceyda, hazırladığımız süslerin kesilmesine yardım eden Özlem, ayağının tozuyla İstanbul'dan gelip kapı süsünü ve çikolataları hazırlayan babaannemiz, temizliğe yardım eden dedemiz, kurabiyeleri yaptıran, yemek hazırlığı ve çocuklarla ilgilenen halamız...
Zeynep Ela'nın doğum günü kıyafetini anneannesi ile birlikte hazırladık. Tütüsünü anneannesi dikti. Kırmızı üzerine siyah puanlı tülü çok aradık ama bulamayınca, keçeden küçük yuvarlaklar kestim ve üzerine diktik. Üzerine siyah tişört alalım dedik, hatta tişört için uğur böcekli bir yapıştırma bile bulduk, ama siyah düz tişört bulamayınca ben de Tish-odan üzerinde ismi yazan bir tane sipariş ettim. Kanatları ve tacı da internetten alınca bizim küçük cadı siyah çorapları ve kırmızı rugan ayakkabılarıyla tam bir uğur böceği oldu. Gerçi tacı kafasında pek durdurmadı ama olsun:)

      Sonra fotoğrafçıya gidip fotoğraf çektirdik. Evde biz de güzel pozlar yakalıyoruz ama daha profesyonel olsun istedim. Oturduğumuz semtte bir yere gittik, fena da olmadı. Sonra o fotoğrafı, davetiyede (Bilgisayarda kendim hazırlayıp telefonla gönderdim. O kadar da abartmadım yani:)) afişte ve hediye etmek için hazırlattırdığım magnetlerde de kullandık. 

        Partide kullanacağımız süslemeleri ve balonları bulabilmek için Ankara'da bir sürü yer gezdim, ama ne yazık ki uğur böcekli bir şeyler bulamadım. Ben de bir kısmını internetten satın aldım, bir kısmını da kendim yaptım. Kendim yaptım dediysem, neyse ki bu konuda hazırlanmış ve ücretsiz olan bir sürü parti malzemesi var, ben sadece bize göre uyarladım ve bastırdım. Gerçi, Hazırladığım banner çiçek şeklinde olduğunda kesim aşamasında epey zorladı bizi. Bir daha ki sefere dörtgen yapmam için Özlem ve Ahmet'ten kesin talimat aldım:)) Şişe yazılarını da sağolsun Ahmet kesip yapıştırdı. Ayrıca, bizim takmamız için üstünde keçeden uğur böceği olan taçlar hazırladım. 


            Aslında ben gelen misafirlerimize uğur böceği şeklinde çikolata dağıtmak istiyordum. Ama alacağım site pek güvenli gelmeyince, kırmızı kare çikolatalar aldık. Babaannemiz üzerlerine kurdeleler yaptı. Uğur böceklerini de yapıştırınca hazır alınmıştan daha güzel oldu. Kapı süsümüze de bir sürü insanın eli değdi. Ahmet kaplamasını yaptı, ben keçeden "HOŞGELDİNİZ" yazısını hazırladım. Son dokunuşlar yine babaannemizden geldi.


            Gelen misafirlerimize Zeynep Ela'nın da hediyeleri vardı. Magnet ve çikolatanın olduğu küçük bir poşet ile halamızın hazırlattığı uğurböcekli kurabiyeler.


      Büyük gün gelip çattığında, bir çok şey hazırdı. Süslemeleri bir gece önceden bitirmiştik. Sadece biraz daha balon ekledik. Cupcakeleri, havuçlu salatayı ve böreği de bir gece önceden hazırladım. Cumartesi gününe sadece cupcakelerin kreması, havuçlu salatanın karışması ve böreğin pişmesi kaldı. Halamız kus kus salatasını güzel yaptığından, ona hazırlattık. Annem patatesli midye börekle, halam elmalı kurabiyeyle, kuzenlerim de başka bir kus kus salatasıyla soframızı  zenginleştirdi. Pasta gelip, masa için aldığım süsler de konulunca, artık partinin başlama zamanı gelmişti.


         Partiler misafirsiz olur mu, olmaz tabii. Neyse ki böyle günlerde bizi yalnız bırakmayan sevdiklerimiz var. Onlar olmasaydı, bu kadar keyifli bir gün geçiremezdik.



             Zeynep Ela bütün günü, o kucak senin bu kucak benim eğlenerek geçirdi. Uykusunun geldiği zaman dışında  hep keyifliydi. Zaten en sevdiği şeydir etrafında insanlar olması.

      Günün sonunda ise hepimizde tatlı bir yorgunluk vardı. Zeynep Ela sadece fotoğraflarını görecek, hatırlamayacak olsa da ilk doğum günü çok güzel geçti. Onun için de eğlendiği, oyunlar oynadığı güzel bir gün oldu. Kapanışı da babaannesi ve anneannesiyle yaptı.






       

       





               




              
            


             








4 Ekim 2013 Cuma

ABLA KARDEŞİN HEDİYELERİ

         Zeynep Ela’nın ablası, bizim ilk göz ağrımız Özge’miz geçen hafta bizdeydi. Zeynep Ela’nın ilk doğum gününü kutlamak için gelmişlerdi. İki kuzeni bir arada oynarken izlemek çok keyifliydi. Arada kıskançlıklar olsa da abla kardeş çok güzel anlaştılar.

         Bizim iki ufaklığın doğum günleri arasında sadece iki gün fark var. Özge 28 Eylül, Zeynep Ela ise 30 Eylül doğumlu. Üstelik bizim küçük hanımın doğum gününü haftasonu olduğu için 28 Eylülde kutlamaya karar verince; ablamızın da üzülüp kıskanmaması için güzel bir oyuncak alalım diye düşündük, dayısıyla. Bir yandan da doğum günü hazırlıklarıyla uğraştığımızdan çok fazla vaktimiz de yoktu. Aklımıza daha önce Zeynep Ela’ya “İlk Araba”sını aldığımız Toyzzshop geldi. En büyük avantajımız ise Toyzzshop ‘daki oyuncakların kategorilere ayrılmış olması oldu. Böylece hem 1 yaşına, hem de 4 yaşına girecek iki kızımıza aynı anda hediye seçebildik.
         Gerçi o kadar seçenek arasında seçim yapmak, hiç kolay olmadı. O kadar güzel oyuncaklar var ki hangisini seçeceğimize karar verebilmek için kız oyuncaklarının, 0-4 yaş kategorisinde yer alan  oyuncakların listesine 2 kez bakmamız gerekti. Zor da olsa Özge için prenses takı seti ve bir de bebek  aldık.  Zeynep Ela için seçim yapmak ise daha kolay oldu. Çünkü, Playskool’un Oyuncu Zürafasına görür görmez bayıldık.
         Özge’nin hediyesini onun için yaptığımız doğum günü partisinde verdik. Herkes hediyesini verdikten sora sıra bizimkine gelmişti. Prenses Takı Setini görünce,  o kadar mutlu oldu ki diğer hediyeleri hatta bebeği bile gözü görmedi. Hemen takıp takıştırdık ve poz verdi küçük prensesimiz. Zaten her küçük kızın içinde prenses olma hayali yok mudur?


         Küçük cadının hediyesini ise doğum gününde verdik. Renkli toplar çok ilgisini çekti. Topları fırlatma kısmına yerleştiriyor, ama iş fırlatmaya gelince onun yerine eline almayı tercih ediyor. Gerçi arada sırada topları zürafaya attırdığı da oluyor.


        

















         Sanırım bir çocuğu mutlu etmekten daha güzel hiçbir şey olamaz. İki çocuğu mutlu etmekse paha biçilemez.