15 Eylül 2014 Pazartesi

BİZİM EMZİRME MACERAMIZ

         Sanırım bütün yeni annelerin aklını kurcalayan, doğumdan sonraki ilk soru; “Emzirebilecek miyim?”dir. Emzirmeye başladıktan sonra ise, sorular azalmak yerine artar. “Sütüm yetiyor mu?”, “2 yıl emzirebilecek miyim?” Üstüne bir de etrafın sütün yetmiyor; çocuk aç ondan ağlıyor, şunu da ye bunu da ye sözleri eklenince, zaten hormonları tavan yapmış ağlayacak yer arayan yeni anne işin içinden çıkamaz bir türlü.

         Ben de Zeynep Ela’ya hamileyken, aklımı kurcalayan en önemli konulardan biri “emzirmeydi”. Üstelik, doğumdan sonra gördüm ki bu konuda okumanın, kitaplar bitirmenin hiç anlamı yokmuş. Doğumdan sonraki ilk emzirmeyi çok net hatırlayamıyorum, ama hemen yapışmıştı bizim ufaklık. İlk sıkıntıyı oturamadığım için yaşadım. Hamilelik ve doğumun en kötü yan etkisi olan hemoroidden kurtulup rahat rahat emzirmem neredeyse 1 ayımı aldı. İkinci sıkıntı ise ertesi gün taburcu olurken, Zeynep Ela'nın kusmaya başlamasıyla yaşadığım korku sonrası (oysa bebekler kusar dimi:))) eve geldiğimde sütümün kesilmesiyle yaşadım. O andaki paniğim anlatılmaz yaşanır:) Neyse ki Halamız bizimleydi ve mama alıp geldi. Doğumdan sonraki ilk günler için en büyük pişmanlıklarım; evde mama bulundurmamak ve süt sağma makinesini geç almak oldu.
       


       Ondan sonraki günler, annemin hazırladığı kompostoları içip, sütlü tatlıları yiyerek ve ufaklıkla birbirimize alışmaya çalışarak geçti. İlk başlarda geceleri de saat kurup emziriyordum, iki saatte bir emzir dedikleri için, daha sonra ise bizim ufaklığın geceleri çok kalkmak istemediği çıktı ortaya. Doğrusu benim gibi uykuya düşkün bir anne için oldukça güzel bir haber oldu bu:)) Geceleri 1 ya da 2 iki kez uyandığı zamanlarda emziriyordum. En büyük korkum, uyuyakalmak olduğundan (anlatılan hikayelerden çok etkilendim) bir gün bile yatakta emzirmedim. Her seferinde oturma odasına gidip, TV izleyerek emzirdim Zeynep Ela'yı. O dönemdeki en büyük sıkıntı yaralardı. Göğsümdeki acı nedeniyle emzirmek bazen işkenceye dönüşüyordu. Bir sürü krem denedim, çok işe yaradıklarını söyleyemeyeceğim, sonra kendiliğinden rahatladı.

        İlk 6 ay böylece geçti. Genelde Zeynep Ela ne zaman isterse emzirdim. 6. ayın sonunda Tracy HOGG'un kitabında yazdığı gibi, gece 11de kaldırıp emzirmeye başladım. gerçekten de gece kalkmamaya 6 ya kadar uyumaya başladı Zeynep Ela. Gece uyandığında, ya piş pişliyordum ya da su veriyordum. Ek gıdalara geçişle birlikte bir öğün emzirme  bir öğün ek gıda döngüsüne başladık.
 1 yılın sonunda sadece sabah kalktığında, öğlen ve akşam yatarken emmeye başlamıştı. 
      
        Ben çok şanslı annelerden biriyim, doğum sonrası izinlerle, raporlarla ve ücretsiz izinle 1 yılı kızımla birlikte geçirebildim. İşe başlamış olsaydım, hem sağmakla uğraşacaktım hem de kendimi yeterince emziremediğim için kötü hissedecektim . Oysa 1 yılın sonunda işe başladığımda Zeynep Ela sadece öğlenleri ve akşamları emmeye başlamıştı. Böylece işe, içim rahat olarak başlamış oldum.

        18. ayının sonuna kadar günde iki kez emzirdim bizim ufaklığı. Sabah kalktığında baya istekli olsa da gece emzirmeleri  genellikle kısa süreli oluyordu. 18. ayını bitirdiğinde ise sadece sabahları emzirmeye başladım. Doktoruyla konuştuğumuzda, zaten benden ayrıldığı için sabah emzirmelerine devam etmemizin daha doğru olacağını söylemişti. 

        Aslında niyetim 2 yaşına kadar emzirmekti, ama migren ağrılarım dayanılmaz bir boyut almaya, Parol yetmemeye başlayınca biraz daha erken bırakmaya karar verdim. 11 Ağustos sabahı son kez emzirdim Zeynep Ela'yı. Ertesi gün sütün bittiğini söyledim, çok ısrar etmedi hatta "Baba alır" dedi. Pazar günüyse, "otur anne emeceğim" dedi. Sanırım hayatımdaki en zor anlardan biriydi. Yine sütün bittiği anlattım, biraz mızırdandı ama kabullendi kuşum. Bir kaç gün sonra tekrar emmek  istedi, yine aynı cevabı alınca bir daha da sormadı :(

        21,5 aylık emzirme döneminin ilk ayları çok zor olsa da sonradan, Zeynep Ela'nın da etkisiyle sorunsuz bir dönem oldu. Hiç bir zaman göğüsleri aşırı dolu bir anne olmadım belki, ama bizim ufaklığın gelişimi gayet iyiydi. Gönül isterdi ki iki yaşını tamamlayım ama sürekli ağrı çeken tahammülsüz bir anneyle yaşamaktansa emmemesinin daha yararlı olacağını düşündüm. Yine de zor bir karardı. Sanki, bir bağ kopmuş gibi hissettim.
     
        Ben emzirirken, yastığın içi patlayıp bizden vazgeçene kadar hep emzirme yastığı kullandım. Biraz süslü bir modeldi bizimki. Aslında çok daha basit bir model de iş görür ama benim çok hoşuma gitmişti:) Sadece emziriken değil yastık olarak da çok kullandık. 
        

          Zeynep Ela çok nadiren mama kullandı. İlk kez sütüm gelmediğinde kullandık sonraysa, dışarı çıkmak zorunda olduğum bir zamanda annem verdi. Saklayacak kadar sütüm olmasa da daha sonraki dışarı çıkışlarımda sütü sağdım ve ben olmadığımda (ki oldukça nadiren oldu) anneannesi sağdığım sütleri verdi. Süt sağma makinesi olarak Medela'nın hem şarjlı hem de elektrikli  kullanılabilen modelini kullandık. Ben memnun kaldım. Şarjlı olması dışarıda çok işime yaradı. 

        Tekrar anne olsam; ilk başta küçük şeyleri kafama takmam (ya da en azından takmamaya çalışırım:), daha çok su içer daha az tatlı tüketirim, arada bir mama yemesini dert etmem, iki yıl emzireceğim diye kendime eziyet etmem, sütüm yetmiyor mu diye kafaya takmam, sütün yetiyor mu diyenlerin lafını ağzına tıkarım ve emzirmenin keyfini daha çok çıkarmaya çalışırım. Sonuçta büyüdükçe başbaşa geçirilen anlar da yavaş yavaş azalıyor.