9. ayı da bitirdik. Hatta 10. aydan da 10 gün aldık. Ne kadar da çabuk
geçiyor zaman. Çalışırken bir türlü geçmek bilmezdi. Şimdiyse akrep, yelkovanı
son hızla kovalıyor sanki. 6. Ay yazısını daha yeni yazmıştım ki 9. ay da
bitti.
Geçen 3 ayı da dolu dolu geçirdik. Gezmelere
son hız devam ettik. Sanırım bu konuda bize çekmiş, gezerken gayet mutlu
oluyor. Biz de bunu fırsat bilip; bu 3 aya İstanbul, Malatya, Fethiye ve İzmir
seyahati sığdırdık. Yeni insanlar tanıdı, bir sürü değişik yüz gördü, otobüsten
uçağa değişik ulaşım yollarını denedi. Hiçbirini hatırlamayacak olsa da oldukça
keyifli zaman geçirdi. Tek sıkıntı, bu gezilerin çoğuna babamızın katılamaması
oldu.
Zeynep Ela’nın yaptıklarına gelirsek;
Gelişim:
Boyu 70 cm, kilosu ise 8690 gr oldu. Doktorumuz boyu ile kilosunun orantılı
olduğunu ve bu ay için ortalama ölçülere uyduğunu söyledi. Artık ağzında 8 tane
dişi var ve huzursuzluğuna bakılacak olursa yenileri de yolda. Çok rahat bir
şekilde dönebiliyor. Henüz kendi kendine ayağa kalkamasa da bazen benim üstüme
tırmanıp ayağa kalkabiliyor. Hiçbir emekleme belirtisi göstermiyor ama iki
elinde tutulup yürütülmesine bayılıyor, hatta kucağımıza almamıza kızıyor. Kucağımızda
otururken kayıp yere inebiliyor. Kızdığını çok açık bir şekilde (iki elini
yumruk yapıp bağırarak) belli ediyor ve ona kızıldığını anlıyor. İlk gördüğü
insanları yabancılasa da bir süre sonra alışıyor.
Uyku:
Uykularımız biraz düzelmekle birlikte, henüz tam düzene girmedi. Gün içerisinde
ne kadar uyuyacağı belli olmuyor. Genelde gündüz 2 kere yatırıyorum ve yaklaşık
1 saat uyuyor. Bu 1 saat bazen 45 dakika, bazen de 2 saat olabiliyor. İlginç olanı
ise evde kesintili olarak uyurken, dışarıda kesintisiz 1 saat hatta daha fazla
uyuyabiliyor. Hala benimle uyuyor. Ama tatilden dönüşte, önce yatağına sonra da
odasına geçmesi için uğraşacağım.
Yemek:
Artık günde 3 kez emiyor. Sabah kalkar kalkmaz, öğlen ve gece yatarken. Doktorumuz
ikiye de düşürülebileceğini söyledi ama işe başlayana kadar böyle devam etmeyi
düşünüyorum. Kalktıktan 2-3 saat sonra kahvaltı yapıyor. Gün aşırı yumurta
yedirmeye çalışıyorum. Çalışıyorum çünkü yumurtayı sevmiyor. Ama peyniri,
tereyağı, domatesi gayet güzel yiyor. Bazen verdiğim kaşık mamasını da seviyor.
Öğleden sonra genelde çorba yiyor. Tarhana çorbasını çok seviyor. Diğer birçok
çorbayı da önce kokluyor, sonra tadına bakıyor, hoşuna giderse yiyor. Akşamları
genelde biz ne yersek ondan yediriyorum. Özellikle bir öğün et yemesi için uğraşıyorum.
Allahtan hem kırmızı eti, hem de balığı çok sevdi. Tavuğa güvenemediğim için
sadece konserve mamalarındaki tavuk etini yiyor. Yoğurdu hala sevmiyor, meyveli
olmazsa yemiyor ama en azından 100 gr kadar vermeğe çalıyorum. Meyvelerde ise sıkıntı
yok, şimdiye kadar reddettiği olmadı.
Sevdikleri/Sevmedikleri: Ellerinden tutulup yürümeyi, salıncakta sallanmayı, deniz ya da havuz fark etmez suda olmayı, gezmeyi, balonları çok seviyor.
Zorla bir şeyler yaptırılmaya çalışılmasını, elindekinin alınmasını, yüz üstü yatmayı, yalnız kalmayı ise sevmiyor. En çok yalnız kalmak istememesi zorluyor beni. Onu bırakıp lavaboya gitmemi bile istemiyor. Çok ağlıyor. Bu bir süreç mi, yaksa bir yerde hata mı yaptım bilemiyorum. Umarım işe başladığımda çok sıkıntı yaşamayız.
Nasıl geçtiğini anlamadığım bir üç ayı daha geride bıraktık. Bu üç ayı da çok şükür ki ciddi bir sıkıntı yaşamadan geçirdik. Hava değişimlerinden etkilenir mi diye endişelendiysem de, neyse ki hasta olmadan atlattık. Hatta o değil ben hasta oldum:) Gezmeci kızım benden dayanıklı çıktı. Umarım hep böyle devam eder.