Bir aydan çok olmuş yazmayalı. Ülkede yaşananlar, adaletsizlik, bir
kelime ile bitebilecek olayların bu kadar büyümesi, ölenler, yaralananlar... Bu
kadar sıkıntı varken gelmedi içimden.
Şehrine sahip
çıkmak isteyen bir avuç insanla başlayan protestoların bu noktaya geleceğini,
herkes gibi ben de tahmin etmemiştim. Bu kadar tepkisiz bir toplumda yaşarken,
tahmin edebilecek çok fazla insan olduğunu da düşünmüyorum. Anlaşılan bizim
ülkemizde yaşayan sessiz çoğunluğun da bir son noktası varmış.
Gezi Parkı’nda
ve sonrasında yaşananlar geleceğe dair umutlarımı biraz arttırmış olsa da; her
şeyin ne kadar farklı yaşanabileceğini düşündükçe ölenler ve yaralananlar için
içim acıyor. Yapılacak şey yargı kararlarını uygulamakken, bir inatlaşma uğruna
ülkenin ve insanların neler kaybedebileceğini görmek çok yıpratıcıydı. Başka
zaman olsa yan yana gelmeyecek insanların haksızlıklar karşısında tek yürek
olabilmeleri, ülkede zeki ve mizah duygusuna sahip bu kadar insan olduğunu
bilmek ise biraz da olsa yüreğimi ferahlattı.
Her ne kadar
protestolara katılamadıysam da kalbim polisin orantısız güç kullanımı
karşısında, sadece orantısız zeka kullanan, protesto ettikleri alanları
temizleyen, barışçıl bir şekilde haklarını savunanların yanındaydı.
Yazmayalı bir sürü de konu birikmiş. Malatya seyahati, 9. ayın bitmesi, tatil... Yazacak bir sürü haber var bizden. Umarım bu kadar ara vermeden yazabilirim hepsini. Sanki ara verdikçe insanın yazması da zorlaşıyor, gözünde büyüyor. En iyisi çok ara vermemek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder