2 Mayıs 2013 Perşembe

ZEYNEP ELA'NIN DİŞİ ÇIKTI


ZEYNEP ELA’NIN ÇIKAN DİŞLERİ ANKARA VE İSTANBUL’DA TÖRENLERLE KUTLANDIJ

         Zeynep Ela, diş çıkartma konusunda biraz erken davrandı. 4. ayımız bittiğinde alttaki iki dişimiz de kendini göstermişti. Halamızın ortaya attığı diş buğdayı fikri,  benim de aklıma yatınca başladım internetten araştırmaya. Bir yandan da babaannemizden gelecek haberleri bekliyorduk. Doktor, yeni ameliyat olan babaannemize seyahat izni vermeyince; biz de önce Ankara’da, sonra da İstanbul’da iki kutlama yapmaya karar verdik. Ben o sırada Gülcihan Halamın da burada olacağını düşünüp, ona göre tarih belirlemiştim.  Ama onun diş buğdayına kalamayacağını öğrenince bizim diş buğdayı kutlaması üçe çıktı. (Burada, görmemişin bir kızı olmuş, üç diş buğdayı yapmış dediğinizi duyar gibi oluyorumJ)
         İlk kutlama, anneannemizin evinde oldu. Zeynep Ela’nın dişlerini ilk gören olduğu halde, o gün nöbette olacağı için gelemeyecek olan Özlem teyzemiz ve halam için yaptık. Annem, ilk defa pişireceğinden biraz endişeli de olsa, buğday konusunda tam not aldı.

         İkinci diş buğdayını, 16 Martta bizim evde yaptık. Günler öncesinde başladık hazırlık yapmaya. Gelenlere hediye etmek için diş fırçaları aldık. Zeynep Ela, son anda dişlerini gösteren bir poz vererek fırçaların üstüne bağlayacağımız kâğıdı güzelleştirdi.


           Üzerinde “Zeynep Ela’nın Dişi Çıktı” yazan banner, bir sürü süs ve balonlarla süsledik salonu. Bahar Teyzemizin elleriyle yaptığı güzel diş kurabiyeleri,

 anneannemizin diş buğdayı, benim yaptıklarım, Büyük Anneannemizin yaptığı börek, Hanife Halamın ve Belkıs Teyzemin kurabiyeleriyle donattık masayı.      

         Zeynep Ela’nın da keyfi yerindeydi. O kucak senin, bu kucak benim dolaştı durdu bütün gün. Ama sanırım en çok, diş buğdayını etrafa dağıtırken eğlendi. Dişleri kolayca çıksın diye başından buğday taneleri döktük. Bu arada masaya koyduğumuz telefon, bilgisayar, tansiyon aleti, tornavida, fotoğraf makinesi, kaşık ve kalemden telefonu seçti. Ancak, anneannem bizleri doktor yapamamanın da etkisiyle, en küçük torun belki doktor olur diyerek zorla tansiyon aletini de tutmasını sağladı. Bakalım bizim küçük hanım ne olacak? İletişimci mi doktor muJ
         Üçüncü ve son diş buğdayını ise 23 Nisan’da babaannemizin evinde yaptık. Bu seferki diş buğdayına halamız damgasını vurdu. Gerek yaptırdığı diş kurabiyeleri, gerekse hazırladığı minik hediyelerle. 

Ama asıl bomba diş buğdayıydı. Pudra şekeri ile tatlandırdığı buğdaya, kuru meyveler ekledi, jelibon, kuruyemiş ve damla çikolatayla süsledi. Gerçekten görüntü olarak da tat olarak da çok güzeldi. Soframızda ise pide, salatalar ve Sevil Teyzemizin keki vardı. Kapanış ise dedemiz ve büyük amcamızın kaşık oyunuyla oldu.

         Her iki diş buğdayında da en çok dikkati pastalar çekti. Şeker hamurlu pastaları sevmediğimizden, ikisinde de sadece süslemeler şeker hamuruydu. Ama doğrusunu söylemek gerekirse, İstanbul’daki pasta görüntü olarak daha güzel olsa da lezzet açısından Ankara’da yaptırdığımız pasta daha güzeldi.

         Hepsinin en güzel kısmı ise; sevdiklerimizle bir arada olmaktı. Dilerim Zeynep Ela hep böyle sevgi dolu kalabalıklar içinde büyür.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder